İyi Gelen Uzaylılar
İnsan karbon temelli bir canlı olduğu için, beyninde 5 volt enerji var ve aslında bu belki elektrik temelli bir bilinç için 5 voltluk bir canlı iken, bu elektrik temelli “yaşam formu” 999 volt. Biz beynimizin üretebildiği 5 voltluk enerji ile henüz o yasam formunu algılamıyoruz, karınca da karbon temelli ama bizi tam olarak algılayabildiğini sanmıyorum.
Bu bir başka element temelli yasam formu, eğer dünyadaki bu aciz 5voltluk canlı ile temasa geçmeye değer görüyorsa ‘’bizim bir karınca yuvasına eğilip kendimizi anlatmaya çabalamamız gibi’’? Büyük ihtimalle çeşitli şekillerde de eğlenecektir bizimle. Bizim karınca yuvasinin yolunu değiştirip en ilkel dürtülerimizi tatmin etmemiz gibi. Aslında tüm insanlığın uzaylılardan beklentisinin acımasız ve duygusuz yaratıklar olduklarına inanma sebebimiz günümüz insanının en temel başrollerinde bu olguları bilinçaltlarına benimsetmesidir. Uzaylılar bir gün gelip bütün sistemimizi allak bullak edebilir düşüncesinin ana temasında insani dürtülerin yansıması yok mudur? Hangi insan güce kaybetmedi ya da hangi insan elleriyle oluşturduğu gücün esiri olmadı… Belki beklentilerimizin tam tersi bir durum söz konusu olabilir uzaylılar bizden daha fazla gezegenimizin iyiliğine şeyler yapabilirler. Birden gelip dünyanın 7 harikasını belirli meridyenlere dizmek yerine belki küresel ısınmaya sebebiyet veren hırslarımızı törpüleyebilirler. Geldiklerinde bizi esir almak yerine belki esiri olduğumuz hırslarımıza esaretimizi kaybettirebilirler.
Kim bilir belki uzaylılar bir gün gezegenimize hem hoş gelirler hem de iyi gelirler…
