Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii: Sivas’ın Yıldızeli’ndeki Menzil Kültürünün Taşlaşmış Sükûneti
Anadolu coğrafyasının kalbinde, Sivas vilayetinin kadim yerleşimlerinden Yıldızeli ilçesinde, zamanın yıpratıcı akışına karşı dimdik duran, Osmanlı’nın menzil teşkilatı hafızasını mimari bir dil ile fısıldayan abidevi bir eseri, Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii’ni incelikli bir akademik perspektifle ele alacağız. Bu yapı, yalnızca bir ibadethane değil; aynı zamanda 17. yüzyıl Osmanlı idari, sosyal ve mimari paradigmalarının Sivas hinterlandına yansıyan somut bir delilidir. Literatürde genellikle standart bir cami olarak anılsa da, yapının menzil külliyesinin merkezî unsuru olması, ona atfedilen tarihsel ve kültürel misyonu bambaşka bir boyuta taşır.
I. İnşa Döneminin Jeopolitik ve İdari Arka Planı
Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii’nin inşası, Osmanlı İmparatorluğu’nun Duraklama Dönemi (17. yüzyıl) olarak adlandırılan, ancak bu duraklamanın iç dinamiklerinde çok büyük reformist çabaların da sergilendiği karmaşık bir zamana denk gelir. Yapının bânisi, Arnavut kökenli, devşirme sistemiyle yükselmiş ve Sadrazamlık (1638-1644) makamına kadar ulaşmış kudretli bir devlet adamı olan Kemankeş Kara Mustafa Paşa’dır. Kendisi, Sultan IV. Murad’ın Bağdat Seferi (1638-1639) öncesi ve sonrası imparatorluğun mali ve askeri disiplinini yeniden tesis etmeye çalışan, sertliğiyle meşhur, ancak gerçekleştirdiği reformlarla adından söz ettiren bir figürdür.
Vakfiyeler ve Külliye Kompleksi:
Paşa’nın 1640 (H. 1050) civarında inşa ettirdiği bu yapı, münferit bir cami olmaktan ziyade, stratejik önem taşıyan yollar üzerindeki seyahat ve lojistik ihtiyaçları karşılamak üzere kurulmuş bir Menzil Külliyesi’nin çekirdek unsurudur. Akademik çalışmalarda (Örn: Sultan Murat Topçu’nun 2016 tarihli makalesi), külliyenin cami dışında bir hamam, bir arasta (çarşı) ve iki handan müteşekkil olduğu belirtilir. Bu külliye, Osmanlı’nın merkezden en ücra köşelere kadar uzanan “Şebeke-i Mimarî” (Mimari Ağ) anlayışının, özellikle de menzil teşkilatının Sivas-Erzurum yolu üzerindeki ehemmiyetini gözler önüne serer. Külliyenin diğer unsurları olan hanlar ve arasta, maalesef 20. yüzyılın ortalarına doğru yok olmuş; ancak Camii ve Hamam, bu tarihi hafızayı günümüze taşıyan yegâne yapılar olarak kalmıştır. Bu durum, yapıya, sadece dini değil, aynı zamanda sosyo-ekonomik tarih açısından da kritik bir değer katmaktadır.

II. Mimarinin Epistemolojik Analizi ve Özgünlüğü
Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii’nin mimari dili, 17. yüzyıl taşra Osmanlı mimarisinin sadelik ve işlevsellik ekseninde şekillenen karakteristiğini yansıtır. Yapı, sarı kesme taş malzemeyle inşa edilmiş, dikdörtgen planlı ve kuzey-güney doğrultusunda uzanan bir harim (ibadet mekânı) teşkil eder.
2.1. Planimetri ve Strüktürel İnceleme
Harim, içeriden iki adet büyük filayağı (sütun veya paye) ile desteklenmiş, bu filayakları ana mekânın örtü sistemini taşımıştır. Bu filayaklarının varlığı, caminin iç mekânında merkezi bir kubbe olmamasına rağmen, mekânsal bölünmeyi ve strüktürel yük dağılımını optimize etme çabasını gösterir.
-
Özgün Üst Örtü Meseleleri: Günümüzde yapının üzerinde kırma çatı bulunsa da, akademik kaynaklar ve onarım raporları (Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtları), yapının özgün üst örtüsünün düz toprak olduğunu belirtir. Kırma çatının sonradan eklenmesi, Anadolu’nun sert kış şartlarına karşı koruma amaçlı bir müdahale olup, yapının orijinal siluetini bir ölçüde değiştirmiştir. İç mekândaki üst örtü ise, yatay ahşap dizilerinden oluşan düz tavan ile karakterize edilir. Bu, merkezi kubbeli mimarinin taşrada ekonomik ve pratik nedenlerle yerini ahşap düz tavanlara bıraktığı yaygın bir uygulamayı yansıtır.
-
Mihrap Nişi: Caminin güney duvarında yer alan mihrap nişi, sekiz köşeli ve sade bir tasarıma sahiptir. Bu sadelik, yapının genel felsefesiyle örtüşür; gösterişten uzak, amaca hizmet eden bir mimari anlayışın ürünüdür. İç mekânda, yapının inşa edildiği dönemden kalma kayda değer bir süsleme elemanına rastlanmaması, yapının anıtsal etkisini hacim ve kütle sadeliği üzerinden kurduğunu gösterir.
2.2. Minare ve Son Cemaat Yeri Revizyonları
Caminin kuzeydoğu köşesinde, yapıyla doğrudan bağlantılı olarak yükselen taş kaideli, yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli minare yer alır. Yapılan geniş kapsamlı onarımlar (özellikle Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilenler) sırasında, kuzeydeki son cemaat yeri büyütülmüş ve genişletilmiştir. Bu müdahale sonucunda, minarenin kaidesi ve bir kısmı bu genişletilmiş son cemaat yerinin içinde kalmıştır. Bu durum, mimari katmanlaşma ve yapısal adaptasyon süreçlerinin somut bir örneğidir; caminin işlevsel ihtiyacına cevap vermek için orijinal planimetride yapılan önemli bir revizyondur.

III. Tarihsel Mirasın Korunumu ve Güncel Durumu
Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii’nin günümüze ulaşabilmiş olması, onun tarihi ve kültürel değerinin farkındalığıyla gerçekleştirilen koruma ve onarım faaliyetlerinin bir neticesidir. Yapının sarı kesme taş malzemeden yapılmış olması, ona yerel mimari dokuyla uyumlu, sağlam bir karakter kazandırmıştır.
Akademik Literatürdeki Yeri:
Yapı, Sultan Murat Topçu’nun akademik çalışmalarında da belirtildiği gibi, münferit bir cami olarak değil, bir Menzil Külliyesi’nin parçası olarak ele alınmalıdır. Menzil külliyeleri, sadece dini değil, aynı zamanda ticari, askeri ve idari iletişimin sürekliliği için hayati öneme sahipti. Bu bakımdan, Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii, Osmanlı’nın ana güzergâhları üzerindeki lojistik ve sosyal altyapısının bir kanıtı olarak, dönemin “hizmet mimarisi” anlayışının çarpıcı bir örneğidir.
Keşfedilmemiş Perspektifler:
Yapının mimarisindeki sadelik, çoğu zaman araştırmacıların dikkatinin daha süslü, merkezî yapılara kaymasına neden olmuştur. Ancak, bu sadelik, Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın reformist ve disiplinli yönetim anlayışının taşrada dahi mimariye sirayet ettiğini düşündürebilir. Yapının özgün düz toprak çatısının sonradan kırma çatıya dönüştürülmesi, Anadolu’da koruma felsefesi açısından, “orijinal strüktür mü, işlevsel koruma mı?” ikilemini tekrar gündeme getiren önemli bir vaka çalışmasıdır. Keşfedilmemiş potansiyel, yapının inşa edildiği dönemin Yıldızeli (o zamanki adıyla Yenihan/Yenice-i Kara Mustafa Paşa) kasabasının sosyal dokusuna dair vakıf kayıtları ve yerel şer’iyye sicillerinin daha derinlemesine incelenmesiyle ortaya çıkacaktır.

IV. Sonuç ve Ziyaret İçin Epistemik Çağrı
Sivas’ın Yıldızeli ilçesinde, Hükümet Konağı’nın hemen arkasında sükûnetle bekleyen Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii, sadece bir ibadet mekanı değil; aynı zamanda 17. yüzyıl Osmanlı coğrafyasında devlet aklının ve mimari tercihlerin izlerini sürebileceğimiz, özgün ve paha biçilmez bir tarihi laboratuvardır.
Bu yapı, bizlere, büyük Sadrazam Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın, imparatorluğun en kritik bölgelerinden birinde sadece askeri ve mali değil, aynı zamanda sosyal ve lojistik bir altyapı tesis etme vizyonunu fısıldamaktadır. Karekteristik sarı kesme taşı, sade mihrabı ve ahşap tavan sistemi ile Kemankeş Kara Mustafa Paşa Camii, Anadolu’nun menzil kültürünün taşlaşmış bir şiiridir.

