Sivas'ta Araçta Baygın Bulunan Şahıs Kladırıldığı Hastanede Hayatını Kaybetti
Seyir halindeki araçta bayıldı, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti
$ Dolar 35,6572 %0,05
€ Euro 37,1540 %0,13
£ Sterlin 43,9823 %0,15
Altın $2.754,01 %-0,09
Gümüş 35,17 %-0,22
HIV (Human Immunodeficiency Virus), bağışıklık sistemine saldırarak vücudu enfeksiyonlara ve bazı kanser türlerine karşı savunmasız hale getiren bir virüstür. HIV’in ilerlemesi, tedavi edilmediği takdirde AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) adı verilen bir duruma yol açabilir. Ancak, günümüzdeki tıbbi tedavilerle HIV taşıyan kişiler sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürebilirler. HIV enfeksiyonu çeşitli evrelerde farklı belirtiler gösterebilir, bu belirtiler kişinin virüse maruz kalma süresi ve bağışıklık sisteminin durumuna bağlı olarak değişebilir.
HIV virüsüne maruz kaldıktan sonraki ilk 2-6 hafta içinde, birçok kişi akut retroviral sendrom (ARS) olarak bilinen grip benzeri belirtiler yaşar. Bu dönem, virüsün vücutta hızla çoğaldığı dönemdir. ARS belirtileri şu şekildedir:
Bu belirtiler genellikle birkaç hafta sürer ve çoğu kişi bu aşamada HIV pozitif olduklarını fark etmez, çünkü belirtiler grip veya soğuk algınlığı gibi hastalıklarla karıştırılabilir. HIV testi yaptırmadan bu belirtilerin kesin bir teşhisi yapılamaz.
Akut HIV enfeksiyonunun ardından, birçok kişi uzun bir süre belirtiler yaşamaz. Bu dönem “klinik olarak latent dönem” olarak adlandırılır ve birkaç yıldan on yıla kadar sürebilir. Virüs bu dönemde de aktif olarak vücutta çoğalmaya devam eder, ancak bağışıklık sistemi tarafından bir dereceye kadar kontrol altında tutulur. Ancak bu dönemde virüs hâlâ bulaşıcıdır ve tedavi görmeyen kişiler HIV’i başkalarına bulaştırabilir.
Bu dönemde virüsün tespit edilmesi yalnızca düzenli HIV testleri ile mümkündür. HIV taşıyan kişiler, bu aşamada herhangi bir belirti göstermeseler de, virüs bağışıklık sistemine zarar vermeye devam eder.
Tedavi edilmediğinde HIV ilerler ve AIDS aşamasına geçer. Bu aşamada bağışıklık sistemi büyük ölçüde zayıflamış olur ve vücut enfeksiyonlara karşı savunmasız hale gelir. Bu aşamada ortaya çıkan belirtiler şunlardır:
AIDS, HIV’in en ileri aşamasıdır ve tedavi edilmediği takdirde ölümcül olabilir. Ancak modern antiretroviral tedavilerle bu aşamaya geçiş büyük oranda engellenebilir ve HIV pozitif bireyler uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilir.
HIV belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve yukarıda belirtilen tüm semptomlar her hastada ortaya çıkmayabilir. Bu nedenle, özellikle korunmasız cinsel ilişkiye giren veya HIV taşıma riski bulunan kişilerin düzenli olarak HIV testi yaptırması önerilir. Erken teşhis ve tedavi, virüsün ilerlemesini yavaşlatmada büyük bir fark yaratır.
HIV tedavisi günümüzde oldukça ilerlemiştir ve erken teşhis edilen HIV vakalarında tedavi, kişinin uzun süre sağlıklı bir yaşam sürmesine olanak tanır. Antiretroviral tedaviler, virüsün vücutta çoğalmasını kontrol altına alır ve virüsün bulaşıcılığını azaltır. HIV testi yaptırmak, hem kişinin kendi sağlığı hem de çevresindekilerin sağlığı için büyük önem taşır.
HIV testi, vücuttaki virüsü tespit etmek için yapılır ve pozitif sonuç durumunda tedavi süreci hemen başlar. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, HIV virüsünün vücutta yapacağı tahribat o kadar azalır. Bu nedenle, HIV belirtileri yaşayan ya da risk altında olan kişilerin bir an önce test yaptırması önemlidir.
Tedavi sürecinde kullanılan antiretroviral ilaçlar, virüsün çoğalmasını kontrol altına alarak bağışıklık sisteminin güçlü kalmasına yardımcı olur. Ayrıca, tedavi sürecinde düzenli olarak sağlık kontrollerine gitmek ve ilaçları önerilen dozlarda kullanmak önemlidir.